ere Datça Mert Emlak: DATÇA TANITIM REHBERİ

DATÇA TANITIM REHBERİ

06:37 / Gönderen Datça Mert Emlak /

Datça Kumluk Plajı Datça, Mugla’nın Akdeniz kıyısında yer alan küçük ve şirin bir kasabasıdır. Datça’ya dağların ve şelalelerin arasından kıvrılarak uzanan bir yoldan çam, zeytin, badem ve narenciye agaçlarının eşsiz güzelliği ve mis kokuları arasından geçerek varırsınız. Tüm bu güzelliklerin yanında sizlere yol boyunca Akdeniz’in eşsiz kıyı şeridinin huzurlu görüntüsü eşlik eder.Senenin 365 gününün 300 gününün güneşli geçtiği, Sunsail yatlar ve guletlerin karaya bağlanıp demir attıkları, şirin balık restoranları, alışveriş mağazaları ve hastanenin bulunduğu bir liman kasabasıdır
Marmaris’ten 67 km. mesafededir, Datça doğanın bozulmadığı, cennetten bir yer olup, stres ve üzüntüden uzak bir yaşam isteyenler için, ideal bir yerdir. Datça dünyada oksijeni en yüksek yerlerin içinde ikinci gelmektedir.Bu nedenle astım ve kalp yetersizliği çeken kişiler için Datça ideal bir yerdir. Yazın ortalama sıcaklık 35 derece olmasına rağmen genellikle başka yörelerde 25 derecede bile hissedilen bunaltıcı hava burada yaşanmamaktadır. Kuzeyden esen sıfır rutubetsiz rüzgârı sayesinde çok rahat bir şekilde yaşamınızı geçirebilirsiniz, sörf yapabilir, temiz denizde yüzebilir ve dalabilirsiniz.
Datça,yüzlerce yıldır denizle bütünleşen doğal güzelliğiyle,insanların hayranlığını kazanan bir yerleşim birimidir.Döneminin en önemli liman kentlerinden biri olan Knidos’un tarihi ve kültürel zenginliği üzerine kurulu Datçaüzerinde yaşayan Anadolu uygarlıklarının vazgeçilmezlerinden biri.Dorlar, Persler, Atinalılar, Romalılar, Germiyanoğulları ve son olarak da Osmanlı İmparatorluğu bu güzel ilçenin tarihsel birikimine katkı sağlamış.
Datça,Anadolu’nun güney batısında,Gökova ve Hisarönü körfezleri arasında,birbirinden güzel koy ve plajları,pırıl pırıl tertemiz denizi,köklü tarihi,bozulmamış doğası,zengin flora ve faunası,oksijenibol,nem oranı düşük,yılın 300 günü güneşli havası,ılık iklimi ile Akdeniz ve Ege’nin buluştuğu bir cennettir.
Datça’da tatil geçiriyorsanız çevreyi gezmeyi ihmal etmeyin. Deniz, kum ve güneşin alâsı var, ama daha fazlası da var. Datça şehir merkezinden çevre koylara ve Knidos’a dolmuşlar çalışıyor. Hem karadan, hem de denizden. Kendi aracınız yoksa eğer, denizden günübirlik tekne turlarına katılmanızı öneririz. Datça’nın denizi bol balık verir. Etraftaki dağlar da kara avcılığı için uygundur. Olta atmak için de çok uygun kayalıklar bulacaksınız. Sörf meraklıları için de ideal yerdir Datça koyları. Dalma sporuna meraklı olanlar için de denizin dip zenginliği görülmeye değer.
Datça’lı bir rehberiniz varsa vadileri, yamaçları aşarak yapılacak zorlu bir yolculuk sonunda Datça Hurması’nı görebilirsiniz. Bu ağaç tam 65 milyon yıl geçmişten gelen bir tür. Yarımadanın en ücra köşelerinden birinde karşınıza çıkıverir. Ama kendi başınıza aramaya kalkmayın, hem bulma şansınız az, hem de çevrede ayı, domuz gibi tehlikeli olabilecek yabani hayvanlara rastlama riski var.
Kızlan köyü
Yarımadanın tipik yeldeğirmenlerini görmek istiyorsanız Datça’ya 8 km. uzaklıktaki Kızlan Köyü’ne gitmelisiniz. Yarımadanın en çok rüzgar alan bölgesi de burasıdır.
Gebekum
Datça’ya 4 km. kala, (Yeldeğirmenlerine gelmeden önce) Perili Köşk tabelasını gördüğünüzde sola, 1 km’lik toprak yola sapıyorsunuz. Yol sizi kumsala ulaştırıyor.
Uzunluğu 7 km’yi bulan kumsalı olan Gebekum denize girmek için çok uygun. Kumsal, rüzgarın da etkisiyle kendisini çoğaltıyor ve yayılıyor. Karşısındaki adaya denizden yürüyerek ulaşmayı sağlayan bir de sığlık oluşmuş, kumul hareketleriyle. Gebekum’da kalınabilecek iyi bir tesis var. Perili Köşk Oteli. Daha çok yatlara hizmet veriyor. Su sporları ve özellikle sörf meraklıları için gerekli teçhizat da bulunuyor. Çevrede balıkçı teknekeleri var. Mevsiminde iyi balık da çıkıyor ama balık lokantası yok. Perili Köşk Otel lokantasından yararlanabilirsiniz.
Datça’nın en canlı noktası yat limanının çevresidir. Hergün çok sayıda tekne uğrar bu limana. Teknelere de servis veren her türlü alışveriş yeri dağılmıştır liman çevresine. Hem liman çevresinde, hem de şehir merkezine açılan cadde ve sokaklarda kaliteli lokantalar, renkli barlar bulabileceksiniz.
İskele mahallesinde suyu denize bağlı bir minik göl göreceksiniz. Merkeze 3 km uzaklıkta Datça’nın eski merkezi Reşadiye mahallesinde geleneksel Türk taş evleri meraklıları için ilginç olabilir.Selçuklu döneminden kalma camisiyle 7 km uzaklıktaki Hızırşah köyü de unutulmamalı.
MÖ. 4. yy’da işletildikleri anlaşılan ve kazı çalışmaları süren Seramik Atölyeleri’ni Eski Datça ile Hızırşah Köyü arasında görebilirsiniz. Özel mülkiyette olan Reşadiye Eski Konak diye adlandırılan ev özellikle iç nakışları ve tavan süslemeleri ile ilgi çekicidir.
Ege ile Akdeniz’in buluşma noktasıdır Datça. Marmaris’ten batıya uzanan 70 Km. uzunluğundaki Datça Yarımadası’nın bir yüzü Akdeniz’e, bir yüzü Ege’ye bakar. Knidos antik kentinin bulunduğu yarımadanın uç noktasına gidenler, iç limanın Akdeniz, dış lımanın Ege suları olduğunu bilip, heyecanını duyabilirler bu keyifli coğrafyanın. Datça Yarımadası bir büyük yarımada. Bencik limanından, yarımadanın en dar yerinden başlıyor ve Knidos’a kadar uzanıyor. Haritada koptu kopacak gibi gözüken bu en dar yerin Hisarönü körfezine bakan tarafı Bencik limanı, Gökova körfezine bakan tarafı Bördübet. Arasındaki mesafe 800 metreye kadar iniyor. Bir ara bu dar yeri açıp da Datça’yı ada haline getirmek isteyenler bile olmuş. Tarihin babası Heredot’a göre Perslerin İonia’ya girmesi üzerine Knidos’lular Balıkaşıran Mevkiindeki bu dar kıstağı kazarak yurtlarını ada haline getirmek istemişler. Çok çaba harcamışlar ama yarımada anakaradan kopmamak için direnmiş. Taşları kıranların başta gözleri olmak üzere her yerlerinde onulmaz yaralar açılmaya başlamış. Bunun üzerine vazgeçmişler.
Bu inatçı topraklar belki de daha da dirençlidirler artık. Türkçe’nin büyük şairi Can Yücel Datça’da gömüldü de torunu “Dedemi ektiniz mi ?” diye sorduydu.
Coğrafya bilgini Strabon “Tanrı çok sevdiği kulunu uzun ömürlü olması için Datça Yarımadası’na gönderir,” demiş. Bu öyle boşuna söylenmiş bir söz değildir. Yörede anlatılan bir öykü Strabon’u doğruluyor: Günümüzden 4-5 yüz yıl kadar önce İspanyol korsanlar Datça’nın açıklarından geçerken gemideki cüzzamlı hastaları atmaya karar vermişler ve yanaşıp Sarıliman Koyu’na bırakmışlar. Ölüme terkedilen cüzzamlılar Datça’nın bol oksijenli havasıyla iyileşmişler, yaraları kapanmış. Emecik Dağı’nın eteklerine bir köy kurup burada yaşamaya başlamışlar. Bu toprakların, bu yurdun insanı olmuşlar. Emecik’te kimse bu hikayeyi hatırlamıyor, dahası böyle bir öyküden hoşlanmıyorlar. Öykü doğru mudur, yakıştırılmış mıdır bilinmez ama Datça’nın havasının insanı sağlıklı kıldığı gerçektir. Belki bu nedenledir ki Dorlar bu bölgede 50’nin üzerinde yerleşim kurmuşlar. 2700 yıl önce yarımadanın nüfusu 70.000’in üzerine çıkmış. Şimdilerde nüfusun 15.000’i bile bulmadığı düşünülürse ne olağanüstü bir uygarlıktan söz edildiği anlaşılır.
Son yıllarda Datça yeniden keşfediliyor. Kalabalıktan, gürültüden, kirlilikten kaçanlar Datça’yı ömürlerinin sonuna kadar kalacakları bir mekan olarak belliyorlar.
Siz de Datça’yı günübirlik bir uğrak yeri gibi düşünmeyin. Yarımadanın etrafında tamı tamına 52 koy bulacaksınız. Kimisine sadece denizden ulaşılabilen bu koylardan biri gün boyu sadece size ait olabilecek. Kalabalık ve plaj arayanlar toplam 13 km uzunluktaki plajlardan birine atabilirler kendilerini. Datça plaj ve koylarındaki denizin güzelliğini, akvaryum duruluğundaki suyunu unutamıyacaksınız.
Küçük ve güzel oteller bulabilecek, tekneyle koylarında dolaşabilecek, Knidos antik kentinin etkileyici kalıntıları arasında keşiflerde bulunacak, renkli Datça akşamlarında hoş anılar biriktirebileceksiniz.
El sanatları ve pazar yeri
Datça’nın en değerli el sanatı iğne oyasıdır. İğne oyası yapımında kullanılan has ipek evlerde ipek böceği yetiştirilip ipeğin istenildiği gibi bükülerek pişirilmesiyle elde edilir. Bu ipek ipliklerden iğne ile motifler elde edilir veya büyük eşya örtüleri yapılır. İğne oyası bu örtüleri Cumartesi günleri kurulan Pazar yerinden, butiklerden ve hediyelik eşya satan dükkanlardan satın alabileceğiniz gibi ilçe merkezine 3-5 km. uzaklıktaki köylerdeki evlerden de alabilirsiniz.
Datça Sındı köyünde Kaymakamlık tarafından kursla desteklenen kilimcilik ilgi görüyor. Eski Datça Mahallesinde 1940 yapımı eski okul binası, Kaymakamlık tarafından restore edilmiş ve El sanatları Merkezi’ne dönüştürülmüş. Merkezde Datça’lı kadınların el emekleriyle üretilen kilim, dokuma ve oya işlemeler butiklerde, pazar yerlerinde satılıyor.
Su sporları ve dalış merkezleri
Gebekum’a ve Periliköşk’e gittiğinizde sörf yapabilirsiniz. Periliköşk’te Yelken şansınız da bulunmakta.
Datça’da dalış kulüplerinden biri şehir merkezinde, diğeri Datça Aktur’dadır. Dalış yapmak isteyenler bu iki merkezden birini tercih edebilirler. Bunların yanı sıra Özbel mevkiindeki Villa Datça’nın su sporları etkinliklerinden de yararlanabilirsiniz.
Yeme-İçme
Datça’nın geleneksel sayılabilecek yemekleri arasında keşkek ön sıradadır. Yaprak sarma, kısır geleneksel düğün sofralarında yerini alır mutlaka. İlginç adlarıyla Datça otlarıyla yapılan çaylar arasına Elmasçık, Harpız, Garağan, Sepsuyu, Isırgan sayılabilir.
Sofraların olmazsa olmazı ise ünlü Datça bademiyle yapılan bademli incirdir.
Datça Bademi
Türkiye’nin en güzel ve lezzetli bademi Datça’da yetişir. Nurlu’su, ak’ı, kababağ’ı, dedebağ’ı, sıra’sı ve diş’iyle çeşit çeşittir. En kalitelisi nurlu, en kolay yeneni ise kabuğu ince, dişle kırılabileni dişli bademdir. Badem’in dış kabukları yeşil ve taze iken yenilenine Çağla denir. Şubat-Nisan arası çıkar. Meyhanelerde gezgin satıcıların tepsiler içinde buza yatırarak sattıkları iç badem Mayıs-Haziran aylarında içi olgunlaşmış bedemin kabuğundan çıkarılmasıyla elde edilir. Temmuz-Ağustos aylarında ağacında dış kabukları açıldıktan sonra toplanan, güneşte kurutulup kabuklarıyla ya da kırılarak içi satılana da badem ya da kuru badem denir. Datçalılar kuru incirin içine bir ya da iki adet badem koyup fırınlıyor, adına bademli incir diyorlar ya da balla karıştırarak kavanozlarda ballı badem diye de sürüyorlar pazara.
Salyangoz Yemeği
Datça’da bir çok ilginç şey göreceğinizi söylemiştik. Bunlardan biri de yörede karavilla denilen salyangozlardan yapılan yemeğin yılda bir kaç kez şifa niyetine yenmesi. Salyangozların mart ayına doğru topraktan çıkıp canlanan bitkilere doğru yürümesi ile başlayan salyangoz mevsimi “üç yağmurlara” kadar sürüyor. Datça’lılar salyangoz yiyenin basur hastalığına yakalanmadığına, yakalanmış olanların da iyileştiğine inanıyorlar
Günübirlik tekne turları
Datça limanından sabah kalkan tekneler yarım ya da tam günlük geziler düzenliyor çevredeki koy ve büklere. Yarım günlük turlarda merkezden Mesudiye köyü koylarına kadar gidilip dönülüyor. Tam günlük turların hedef noktası ise Knidos. Gidiş ve dönüşte koylarda yüzme ve yemek molası veriliyor. Uğranılan önemli koy ve bükler arasında Kargı koyu, Hayıt ve Kızılbük, Palamut bükü yer alıyor.
MESUDİYE
Knidos yolundan sola sapınca çamlar arasından ilerleyen üç km’lik yol Mesudiye Köyü’ne oradan da iki km daha ilerleyince Kızıl Bük koyuna çıkılıyor.Hayıt Bükü ve Ova Bükü gibi yaz gözdesi koylarda Mesudiye sahilinde.Mesudiye’nin verimli toprakları tarıma çok elverişli.Mis kokulu domatesler yetiştiriyorlar.
PALAMUTBÜKÜ
Tekne turuna katılanlar yada yatlarıyla gelenlerin durmadan ve balık lokantalarına uğramadan geçemediği güzel bir koydur.Çıplak tepelerin yumuşak bir eğilimle denize kavuştuğu upuzun bir kumsal oluşturduğu kumsal boyunca ağaçlıklar içinde köy evlerinin pansiyonların ve yazlık evlerin sıralandığı limanda balıkçı tekneleriyle birlikte yatların demirlediği bir güzel yerdir.Palamutbükü 2 km uzunluğundaki kum ve çakıl karışımı kumsalında denize girebilirsiniz.Deniz çok temiz açığında bir küçük ada ve bir de tekne barınağı bulunuyor.Konaklamak için pansiyonlarda mevcuttur.
KNİDOS
Knidos M.Ö.4. yüzyılda ticari nedenlerle Tekir Burnu’na taşınır.Hippodamus planına göre kurulan şehirde birbirinden güzel tapınaklar,kutsal alanlar,tiyatrolar ve görkemli binalar yapılır.Çok sayıda bilim adamı ve sanatçı yetişir.Tarihin ikinci büyük ve önemli tıp okulu Knidos’ta açılır.Heykeltraş Praksiteles tarafından çıplak olarak yapılan güzellik ve aşk tanrıçası Afrodit Heykeli’nin güzelliği dillere destan olur.Sadece bu heykeli görmek için uzak diyarlardan Knidos’a ziyaretçi akını başlar.
ESKİ DATÇA
Datça’ya yolunuz düşerse Eski Datça’yı mutlaka görmelisiniz.Adının Eski Datça olduğuna bakmayın.Datça’nın üç mahallesinden en düzenlisi ve son yılların gözde mekanlarının yer aldığı yer aldığı bir yer burası.Eskiliği ilk yerleşim yeri ve yıkılmış eski binaların yoğunlukta olması.Şimdi o yıkıntılar tek tek ayağa kaldırılıyor ve el yakan paralarla satışa sunuluyor.En fazla iki katlı olan eski Datça evleri,bir sanat ürünü taş işçiliği ve begonvillerle süslü dar sokaklarla görsel bir zenginlik kazandırmış.Eski Datça kimliğini arayan kentlere adeta adres gösterir gibi bir mimarlık harikası.Eski Datça’nın bu görsel zenginliğinin yanı sıra ünlü şairimiz Can Yücel’in son yıllarını yaşadığı ‘ Eski Datça”ya turizm firmaları tur düzenlemeye başladı.
Can Baba’nın yapıtlarının sergilendiği ve Yücel Ailesi’nin ziyaretlere açık tuttuğu ‘Canevi’ni de mutlaka görmelisiniz.Datça’nın ilk kurulduğu yer burası.M.Ö.4.yüzyılda kurulan seramik atölyeleri,yapılan kazılar sırasında ortaya çıkarıldı.İskele mahallesi’nden 2.5 kilometre uzaklıktaki sarı sarı tabeladan döndüğünüzde kendinizi “Eski Datça” mahallesinde bulacaksınız.Datça isminin ‘Stadia’ kelimesinden geldiği düşünülüyor.Eski ,Datça’nın mimarisi tamamen yöreye uygun,tüm yapılar taş örgü,sokakları taş kaplama.Eski Datça Mahallesi yaşayanların koruduğu yerlerin nasıl güzelleştiğine tam bir örnek.Bir de alçak gönüllü bir sokağı var:Can Yücel Sokağı…Can Yücel’in evininde bulunduğu Eski Datça arkeologların da kazı merkezlerinden birisidir.Ancak Can Babanın mezarı bu mahallede değil,iskele Mezarlığı’nda bulunuyor.Eski Datça’nın bir diğer özelliğide yel değirmenleridir
GEBEKUM
Datça’ya 4 km kala Yeldeğirmenlerine gelmeden önce perili köşk tabelasını gördüğünüz de sola 1 km lik toprak yola sapıyorsunuz.Yol sizi kumsala ulaştırıyor.Uzunluğu 7 km yi bulan kumsalı olan Gebekum denize girmek için çok uygun.Kumsal rüzgarın da etkisiyle kendisini çoğaltıyor ve yayılıyor.Karşısındaki adaya denizden yürüyerek ulaşmayı sağlayan bir de sığlık oluşmuş kumsal hareketleriyle.
ÇİFTLİK LİMANI
Datça İskelesi’nin yaklaşık 10 deniz mili doğu-kuzeydoğusunda Çiftlik limanı yer alır.Bu limanın doğusunda Adatepe Yarımadası güneydoğusunda ise Çiftlik Adası vardır.Buradaki tatil köyü limanın tanınmasına yardımcı olur.
YELDEĞİRMENLERİ
Kızlan yöresinde,Marmaris yolu kenarında,gelip geçerken gördüğümüz,umudunu kesmiş,biraz yorgun ve biraz küs duran,kollarından kesip rüzgarlarından ettiğimiz yel değirmenleri.Bunlardan bir tanesini alan bir Datça severi restore etti ve gayette güzel oldu.Hayal ediyoruz;diğer değirmenleri de restore ediyoruz.Çevre ile uyumlu bir proje ile çevre düzenlemesi yapıyoruz.kuyulardan su çekip yaptığımız göleti dolduruyoruz.Bahçeler oradan sulanıyor,parklar ortaya çıkıyor.
KARAKÖY
Yarımada’nın Gökova Körfezine bakan yegane köyü.Bodrum-Datça feribotu buraya yanaşıyor.Limanda hoş bir balıkçı lokantası var.İçerdeki köy içi hiç bozulmamış,seneler öncesini yaşıyorsunuz.
ÇEŞME KÖY
Palamutbükü sahilinin asıl yerleşimi,taş evlerden oluşan hoş sokakları var.Çevresi bademlik ve zeytin ağaçları ile kaplı.
YAZI KÖY
Bir anlamda Knidos Köyü tarihi kalıntıları bu köyden başlıyor.Buradan her iki denize ve beş yunan adası manzarası harika.
YAKA KÖY
Datça’lıların yeni tercihi Yaka Köy,turizm ile terkedilmiş eski taş evler el değiştirerek restorasyon yapılıyor ve köy tekrar canlanıyor.Palamutbükü sahiline 5 km mesafede ki köyde taş evler görülmeye değer.
SINDI
Adını savaş zamanları asıl yerleşimlerini terk edenlerin sığınmak için kurmaları efsanesinden alan bu köy gerçekten tabelaları olmazsa saklanmış bir arazide eski dönem kaya mezarları ve mağaraları dikkat çekiyor.Palamutbükü’ne giderken sağ tarafta levha ile belirtiliyor.
KARGI KOYU
Şehir merkezine 3 km uzaklıkta.Ulaşım Belediye otobüsleri ile yada özel araçlarınız ile yapılmaktadır.Şehir merkezine çok yakın olmasına rağmen ne aşırı bir kalabalık ne de yoğun bir yapılaşma var.Denizin duru,yüzmeye çok uygun plajında iyi olduğunu söyleyelim.
REŞADİYE
Şehir merkezine 3 km uzaklıkta.Ulaşım Belediye otobüsleri ile yada özel araçlarınız ile yapılmaktadır.Şehir merkezine çok yakın olmasına rağmen ne aşırı bir kalabalık ne de yoğun bir yapılaşma var.Denizin duru,yüzmeye çok uygun plajında iyi olduğunu söyleyelim.
KIZLAN KÖYÜ
MÖ.4.yy’da işletildekleri anlaşılan ve kazı çalışmaları süren Seramik Atölyeleri’ni Eski Datça ile Hızırşah köyü arasında görebilirsiniz.Yel değirmenlerini görmek için Datça’ya sekiz km’deki Kızlan Köyü’ne gitmelisiniz.Yarımadanın’da en çok rüzgar alan bölgesi burasıdır.
ILICA GÖLÜ
Denizle karanın birleştiği yere yerleşmiş.Eski ve akıllı ustaların şaşmaz tercihleri ile su değirmeni olarak yıllarca hizmet vermiş.Parlak,sıcak ve narin vede hassas gölümüz.Ilık suyunda su kaplumbağaları ile yüzebilirsiniz.Parasız masaj yapabilirsiniz şelalesinde.Kimileride Bizanz havuzu derler ona bazı dertlere deva gelen şifalı suyunu yıllar ötesinden Akdeniz’e boşaltır durur
KIZILBÜK ve HAYITBÜKÜ
Mesudiye köyünün koylarıdır.Datça-Knidos yolundan sola sapınca çamlar arasında ilerleyen üç kilometrelik toprak yolla ulaşılanmesudiye köyü ve oradan da iki kilometre sonra kızılbük koyu yer almaktadır.
BENCİK KOYU
Bencik Koyu Kuruca Bükün 7.3 deniz mili doğusundadır.Burası yaklaşık 1.5 deniz mili karaya doğru girer ve Datça Yarımadasının en dar yerini meydana getirir.Fiyord tüm rüzgarlara kapalıdır.Koyun girişinde Dişlice adası bulunmaktadır.Bu ada dik kaya duvarları ile etkileyicidir.Koyun manzarası olağanüstü güzelliktedir.Bencik koyunun doğusu Datça’ya batısı Marmaris’e aittir.
DOMUZ ÇUKURU
Domuzbükü sessiz,sakin bir ortam arayıpkentin televizyon dahil kimi nimetlerini unutmak isteyenler için seçilecek bir tatil yeri.Karadan eşeklerle veya yürüyerek ulaşılıyor.Datça’dan bir saat kadar bir sürede tekne yolculuğu ile ulaşılabiliyor.Domuzbükü’nde denize girmek dinlenmek dışında küçük çevre turları da yapabilirsiniz.Geceleri hiç bir yerde göremeyeceğiniz kadar bol yıldızlı gökyüzü ve uzakta Sömbeki adasının ışıkları sizi oyalıyacak tek şet.Kumsalda ateş yakıp özgürce sohbet edebilirsiniz.
EMECİK
Marmaris’ten Datça’ya gelmeden 20 km. önce kurulu bu köy rivayete göre batan korsan gemilerinden sahile çıkan esirler tarafından kurulduğu söylenmekte.Birkaç senedir sürekli Datça’da yaşamayı düşünen yazlıkçıların yeni gözdesi bu köydür.
HIZIRŞAH
M.Ö 4.yy’dan kalan seramik atölyeleri ve selçuklu camisinin görülebileceği Hızırşah Köyü iskele mahallesine 5 km mesafededir.
Gece Hayatı
Datça da geceler her zaman canlı,neşeli ve eğlenceli geçmektedir.Burada her türden insan görebilir ve tanışabilirsiniz.Türkiye’nin hemen her yerinden gelen çeşitli insanlar,değişik eğlence çeşitleri katmışlar ve sonuna kadar Datça da gece hayatını renklendirmişlerdir.
Ayrıca yazların haricinde kışın belirli yerlerde kişiler ve arkadaş ortamları yazınki gibi canlı ve neşe verici şekilde devam etmektedir.Datça da çok çeşitli ve kendi tarzınıza uygun birçok eğlence ve barlar mevcuttur.Canlı müzikten tutun,Diskosu ve barlarıyla
birçok kesime hitap eden Datça’da geceleri sıkılmayacağının garantisini vermekteyiz.Ayrıca Datça’da eminiz ki kendinize göre birilerinin bulanabileceğinizi unutmamak gerekir.Her an herkesle tanışabilir, kaynaşabilir hatta aşık bile olabilirsiniz.
Gündüzleri Chillhouse beach bar, akşam üzeri Bambu Cafe-bar, geceleriyle eclipse bar vazgeçilmezlerindendir.
Datça’ya Ulaşım
Dalaman havaalanına İstanbul ve Ankara’dan direk uçuşlarla ulaşabilirsiniz. Dalaman havaalanı Datça’dan 160 km. uzaklıktadır ve havaalanından Marmaris’e kadar servis ile ve daha sonrasını ise saat başı kalkan minibüsler aracılığıyla tamamlayabilirsiniz. Bodrum havaalanına gelmek isteyenler için ise feribot servisi ile Datça’ya 2 saat içinde ulaşma imkanı bulunuyor ancak kesin hareket saatleri sezona ve aylara göre değiştiğinden daha önceden soruşturmada fayda var. Datça Marmaris arası 65 km. ve yaklasik bir saatlik bir yolculuk gerekiyor. Datça İzmir arası ise 330 km. ve 4 saatte İzmir’e ulaşım imkanı var. Datça İstanbul arası ise otobüsler ile yaklaşık 14 saat sürüyor. Bunun dışında Rodos ve Sömbeki adalarından kalkan feribot ve deniz otobusleri ile Datça’ya ulaşmak mümkün.

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , ,

0 yorum:

Yorum Gönder